ASİCİDELİ Admin
Mesaj Sayısı : 191 Kayıt tarihi : 23/09/08 Yaş : 53 Nerden : KADIKÖY
| Konu: Fenerbahçe İmparatorluğu 11th Mayıs 2012, 22:59 | |
| Hüsnü ARSLAN Devletlerin imparatorluğu olurda, futbolun imparatorluğu olmazmı? Fenerbahçe başkanlığına burun farkı ile gelen ve kulübün her branşında başarı grafiğini alabildiğine yükselten Aziz Yıldırım, adeta bir FB imparatorluğu oluşturmaya başlamıştı. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de futbol ağırlıklı kulüplerimiz profesyonelliği benimsemişlerdir. FB Kulübü Başkanını başarılı kılan faktörlerin başında profesyonelliği iyi uygulaması gelir. Buna rağmen ülkemizin en pahalı takımı FB, diğer ülkelerdeki ünlü takımların maliyetlerinin onda birine ancak ulaşabilmektedir.
Futbolda oyuncu olarak başarılı olmuş, azimli ve hırslı çalışmaları ile Türk antrenörü de olabileceğini kanıtlamış, kamuoyunda imparator lakabı ile anılmış Fatih Terim’imiz de vardır. Fatih Terim’in Türk futboluna kazandırdığı en önemli imaj futbolun 90 dakika oynanması gerektiğidir. Bunun yanında oyuncularına kendine güvenmeyi öğretip, Avrupa takımları karşısında, Milli takım dahil tüm takımlar daha iyi sonuçlar elde etmişlerdir.
Türkiye’nin daha önceleri takım çalıştırıcıları dünyanın ünlü isimleri oluyor ve onlara kucak dolusu paralar ödeniyordu. Göz dolduran yerli çalıştırıcıların yetişmesi, hem paramızın içerde kalmasına, hemde milli duygularımıza sahip çıkmayı sağlamıştır. Bu yüzden kendini gösteren tüm çalıştırıcılarımızı teşvik etmek, onların yabancılara eşdeğer hale gelmelerini yardım etmek, kulüp başkanlarımıza ve devletin yetkililerine düşmektedir.
Tekrar FB imparatorluğuna dönelim. Başlangıçta da belirttiğimiz gibi kulüp yöneticilerimiz arasında profesyonelliği en iyi oluşturan Aziz Yıldırım olmuştur. Kulübün borsadaki değeri tavan yapmış ve nakit girdilerini artırıp borçsuz ve güçlü olmasını sağlamıştır. Bu gücüne ek olarak ülke çapında etkinliği de artmıştır. Ülke genelinde taraftar oranı hızla artmış ve ekonomik olarak katılımcılıkta rekora ulaşmıştır.
Bizim millet olarak kötü tarafımız, daha çok çalışarak başarıda rakibin önüne geçmek yerine, rakibe çelme takarak onu geride bırakmayı tercih etmemizdir. Bu yüzden diğer ülkelerdeki başarı yarışını yakalayamıyoruz. İşte şimdide FB’nin ve onun başarılı başkanının ayağı çelmelenmeye uğraşılmaktadır. Epeydir sürüp giden şike davası sonucunda umarız gerçek adalet tecelli eder ve kötü düşünceye prim kazandırmaz.
Her insan gibi benimde taraf olduğum bir kulübüm var. Açıkça anlaşıldığına göre bu kulübümüz FB dir. Spor kulübü taraftarı olmak kendiliğinden oluşur ve herkesin gönlünden geçen bir kulüp olması doğaldır. İçeride ve dışarıda başarılı sonuçlar alan GS’ın veya diğer kulüplerin tarafı olmasak da, aldığı iyi sonuçlar bizi mutlu etmelidir. Hasetlikten rahatsız olmamız, her konuda başarılı olanlara gıpta ile bakmamız daha iyi olmazmı?
Başarıların her türlüsü güzeldir. Ama en güzel olanı ise ekip başarılarıdır. İşletmelerde ekip çalışmasıyla, kulüplerde takım çalışmasıyla, siyasette ise birlik içinde yürüyen parti çalışmasıyla başarı elde edilmektedir. FB deki yönetimin, GS daki takımın başarıları sadece kendilerine değil, iyi örnekler olduklarından milletimizin tümü için kazançtır.
Siyasi partilerin amacı ülkemize ve milletimize daha iyi hizmet iken, bizdeki siyasette ise asıl amaç çıkar elde etmektir. Buna rağmen yapılanlardan milletimiz de yararlanmaktadır. Eskaza millete umut veren bir parti başa geçmişse, diğer partiler kösteklemeye çalışırlar. Ama başarıyı daha çok engelleyenler, hala bencilliğin kısır döngüsünden kurtulamamış olan cemaatler ve tarikatlardır. | alıntıdır</A> | HüsnüARSLAN |
| |
|